-
1 muharebe meydanı
Schlachtfeld nt -
2 pazar meydanı
Marktplatz m -
3 siyaset meydanı
-
4 meydan
meydan Platz m; Möglichkeit f, Gelegenheit f;at meydanı Hippodrom n;atış meydanı Schießplatz m;savaş meydanı Kriegsschauplatz m;meydan korkusu Platzangst f;-e meydan okumak herausfordern A;meydan savaşı Endkampf m;-e meydan vermek Gelegenheit geben zu;meydana atılmak sich stellen D (z.B. einer Aufgabe); bereit sein zu;meydana çıkmak auftreten, erscheinen, sich zeigen; heranwachsen; Erz gefördert werden;… meydana çıktı oft es zeigt sich, dass …;meydana düşmek fig sich vordrängen;meydana gelmek erfolgen; geschehen, vorkommen; (-den) gebildet sein, bestehen (aus D); sich bilden;meydana getirmek Gesellschaft gründen, bilden; Ware erzeugen, produzieren; durchführen;-i meydana koymak zeigen, offenbaren, bekennen; hervorbringen;meydana vurmak zum Vorschein bringen;-i meydanda bırakmak jemanden schutzlos lassen; im Stich lassen; etwas griffbereit halten ( oder haben);-e meydanı bırakmak (jemandem) das Feld räumen; aufgeben A; -
5 meydan
meydan s1) Platz m2) (muharebe \meydanı) Feld ntsiyaset \meydanı die politische Bühne3) bir şeye \meydan açmak etw verursachen, zu etw führen\meydan bırakmamak keine Gelegenheit geben\meydan bulamamak keine Gelegenheit findenbirine \meydan okumak jdn herausfordernbir şeye \meydan vermemek etw keine Möglichkeit geben\meydana atılmak sich in den Vordergrund stellenbir şeyi \meydana çıkarmak ( açıklığa kavuşturmak) etw aufklären; ( bularak ortaya çıkarmak) etw ans Tageslicht bringen\meydana çıkmak klar werden\meydandan kaybolmak von der Bildfläche verschwinden\meydanna çıkmak auf der Bildfläche erscheinen -
6 köy
köy Dorf n; Land-; Dorfgemeinschaft f;köy adamı Landbewohner m;köy ekonomisi Landwirtschaft f;köy meydanı Dorfplatz m;köy muhtarı Dorfschulze m;köy okulu Dorfschule f -
7 siyaset
siyaset meydanı HIST Hinrichtungsstätte f -
8 hava limanı
Flughafen m
См. также в других словарях:
meydani — is., esk., Ar. meydānī Beyaz veya renkli, yol yol ipek çözgülü dokunmuş kumaş … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydanı (birine veya bir şeye) bırakmak — 1) savunduğu şeyden vazgeçmek Çok güzel görünen bir şey var ki o da iki tarafın da meydanı bırakıp kaçmamalarıdır. M. Ş. Esendal 2) yarışmadan çekilmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydanı (veya etrafı) boş bulmak — kendisini engelleyecek kimse görmeyerek aşırı davranışlarda bulunmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
meydanı dar etmek — (birine) birini çok sıkıntıya sokmak, her yönden sıkıştırmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
Düşkünlük Meydanı — Part of a series on Shi ah Islam and Twelvers Alevism Beliefs … Wikipedia
Dushkunluk Meydani — The resolution of Alevi community disputes or problems in a Dushkunluk Meydani ( tr. Düşkünlük Meydanı) or People s Court presided over by the Alevi dede … Wikipedia
At Meydanı — Die Lage des Hippodrom im alten Konstantinopel. Das Hippodrom heute, mit dem Gemauerten Obelisken im Vordergrund … Deutsch Wikipedia
er meydanı — is. 1) Güreş meydanı 2) Boy ölçüşülecek, yarışılacak durum … Çağatay Osmanlı Sözlük
at meydanı — is. 1) Atların pazarlandığı yer 2) At veya at arabası koşularının yapıldığı yer … Çağatay Osmanlı Sözlük
hava meydanı — is. Havalimanı … Çağatay Osmanlı Sözlük
köy meydanı — is. Genellikle köyün ortasında bulunan geniş alan … Çağatay Osmanlı Sözlük